8 Mart 2009 Pazar

Manastır Gezisi 2


Çok güzel ve büyük görünen Manastırın tarihçesini sizlere anlatamayacağım çünkü elimdeki broşür Rusça ama kız arkadaşımın anlattığı kadarıyla sizleri bilgilendirmeye çalışıyım. Burası, içinde kendini bu yola adayan insanların ihtiyaçlarını karşılayacak imkanlara sahip, geniş bir arazi üzerine kurulmuş, güzel bir mimarisi olan bu manastır Sovyetler birliği zamanında bir çok ibadet yerlerinde olduğu gibi yıkılmış tahribata uğramış. O zaman bu manastırın yöneticisi olan din adamı da Sovyet askerleri tarafından öldürülüyor. Bu zatı muhteremin her yerde resimleri hatta heykelleri var. Onu götüren Sovyet askerlerinin bu duvarlardaki resimlerde siyah birer silüet olarak gösterilmesi gayet manidar. Hatta içeride onun gerçek mi temsili mi olduğunu bilmediğim mezarı da var. Manastırın bahçesine de yaklaşık 10 m uzunluğunda devasa bir heykelini yapmışlar.

Gezimize ilk önce yeraltından çıkan ılık su kaynağına giderek başlıyoruz. Kaynağın devamında yeşilliklerin içerisinde güzel bir göl oluşmuş. Bu suyun içinde yüzen insanları izledikten sonra hemen arkasındaki küçük kilisenin önündeki kalabalığa katılıyoruz. Papaz efendinin duasını bir süre dinliyoruz, insanların bu duayı dinlerken ki saygısı güzel bir şey. Papaz efendi elinde tütsüyle insanların yanına gidip yüzlerine üfleyerek dua etmeye devam ediyor. Etraftaki diğer kiliselere bakmak için oradan ayrılıyoruz. Arazide birbirine mesafeli küçüklü büyüklü birçok kilise var. Küçük kiliselere baktıktan sonra en büyüğüne yürümeye başlıyoruz. Manastırın kalbi burası, heykelin, çan kulesinin ve en büyük kilisenin olduğu yer. Kapıların oymaları gösterişli kubbeleri çok güzel.

Yaklaşık 1.5 saat süren geziden arazinin büyüklüğü sebebiyle yorgun birşekilde roketamızın olduğu iskeleye gidiyoruz. İnsanların iskeleye toplanmasını İrtiş nehrinin güzel manzarasını izleyerek bekliyoruz.

Hiç yorum yok: